Akra Talks’ın konuğu olan DJ Suat Ateşdağlı, bu kez notalarla değil kelimelerle dinleyicilerin karşısındaydı. Şov dünyasının bir parçası olarak görülse de DJ’liğin artık bir sanat olduğunu söyleyen Ateşdağlı, “Maalesef Türkiye’de DJ’liğin suyu çıktı. Saçma sapan hareketlerle DJ’lik yapan insanlar türedi” dedi.
Bu yılın başından itibaren Akra’nın Müzik Direktörü olarak görev yapan, duygu ve deneyimlere dayalı yeni nesil otelcilik konsepti Urban Socil’da “ses” kodunun emanet edildiği DJ Suat Ateşdağlı, Akra Talks’ın konuğu oldu. Ülkemizde DJ dendiğinde ilk akla gelen, standartları belirleyen, albümleri bir numara olan Suat Ateşdağlı, dijital müzikten Türkiye’deki müzik piyasasına, sosyal medyada, televizyonlarda parlayan DJ’ler hakkında görüşlerine kadar pek çok soruyu cevapladı.
1983 yılında başladığı ve o günden itibaren aralıksız sürdürdüğü mesleğinde; “Plak çalmak, plaklara dokunmak bana çok şey kattı O zamanlar plak almak için yurtdışına gidiyorduk. Seçmek, getirmek bile bizim için çok önemli bir kariyer oluyordu” dedi. Değişen teknolojiyle birlikte özellikle son 15 yılda DJ’lerin artık sanatçı kategorisinde adlandırılmaya başladığını, kendilerinin üretip, prodüksiyonlarını yaptıklarını ve müzik sektörünün bambaşka bir boyuta geldiğini söyledi.
“DJ hakimiyeti altında yeni bir dünya başladı”
Günümüzde sanatçıların DJ’ler etrafında toplanmaya başladıklarını anlatan Ateşdağlı; “Tamamen DJ hakimiyeti altında yeni bir dünya başladı. Türkiye’de de sanatçılar DJ’lerin etrafında toplanıyorlar. Bu son 5 senedir devam ediyor. Halbuki mesleğe başladığımda, jokey misin diye soruyorlardı. Şimdiyse DJ’siz hiçbir şey düşünülmüyor. Biz buralarda şimdi bu konuşmaları yapıyorsak ne mutlu bize” dedi.
Urban Social, “Ses”kodu Suat Ateşdağlı’ya Emanet
Suat Ateşdağlı, Müzik Direktörü olduğu Akra’da; Urban Social’ın lezzet, koku, daha iyi bir sen, dokunuş kodlarının bir diğer parçası olan ses kodunu kendi sözleriyle şöyle anlatıyor; “Misafirlerin otele girmek üzere arabadan indiği andan itibaren müziğin onu kavramasını ve bir enerji vermesini istedik. Bunu da herhangi bir otel volümüyle değil, gerçekten dinlenebilir, istenebilir volümle hazırladık. Akra’da önemli bir müzik birikimi var ve insanlara inançla yansıtılıyor. Önemli olan müzik dinlerken otele, yaşadığınız yere bağlanabilmeniz” dedi.
Konuyla ilgili dünyadan bir örnek veren Ateşdağlı; “Dünyada 30 odalı bir otel, müzik anlayışı sayesinde dünya çapında bir otel oldu. Avrupa’da eğlence anlayışı değişti, yeni akımlar ortaya çıktı. Hotel Costes bunun önemli bir örneği. Bundan 10 sene önce küçücük bir otelden bir dünya markası yaratıldı. Yaklaşık 7-8 yıl o otelin CD’si sattı. İnsanlar yemek yerken bile yüksek volümlü müzik dinlemeye başladılar. Otelin her köşesi, oteli dolaşmak ve müziği dinlemek isteyen insanla doluydu. İlk açıldığı iki senede rezervasyon alamıyorlardı, iki sene sonraya veriyorlardı. Sebebi de lobide sabah sekizde de, gece 04.00’te de yüksek volümlü müzik çalıyor. Çok da güzel bir ses yalıtımı yapmışlar, yemek de var ve tıklım tıklım dolu… Biz de Akra’da müziğimizle sarıyoruz. Otelin her yerini görmeyebilirsiniz ama otele girdiğiniz andan itibaren her bölümde farklı bir müzik size dokunarak, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak… ” dedi.
“Bu mesleğe daha saygılı DJ’lere ihtiyacımız var”
Gelen bir soru üzerine ülkemizde artık bir moda haline gelen DJ’likle ilgili; “DJ’lik şov dünyasının bir parçası, yadırgamıyorum. Ama bu mesleği tanıtırken, yapıyorum derken daha saygılı, daha duruşlu hareketlere ve insanlara ihtiyaç var. Türkiye’de bu işin cılkı çıktı. Şov dünyasından önemli isimler değil, saçma hareketlerle kendini göstermeye çalışan bazı insanlar DJ kabinine geçiyor. En kötü tarafı da, buna ilgi gösteren, talep eden özellikle üniversitelerde genç arkadaşlarımızın olması” dedi.
Tekelci bir zihniyete sahip olmadığını söyleyen Ateşdağlı; “İşimi profesyonel olarak yapıyorum, hobi olarak yapan insanlardan da çok mutlu oluyorum, illa profesyonel olarak DJ’lik yapmanıza gerek yok Bir kabin içerisinde hissettiklerinizi müziğe dökebilirsiniz. Bunun teknik kısmı da var ama bana kalırsa hiç önemli değil. Önemli olan nasıl bir senaryoya sahip olduğunuz, o anda canlı olarak insanlara neler verdiğiniz” dedi.
“Yeni dünyanın en önemli mesleklerinden birisi DJ’lik”
DJ’lik meslek midir sorusuna sanatçı; “Bana bakarsanız DJ’liğin bir meslek olduğunu görürsünüz. 32 yıldır yapıyorum ve başka bir meslek yapmadım. 20 yaşında bir oğlum var, kazandığım parayla büyüttüm okuttum, demek ki oluyormuş. Önemli olan mesleği, doğru insanların doğru yerlerde tanıtması. Yeni dünyanın en önemli mesleklerinden biri... Bugün iki üniversite bitirmiş, 3 lisan bilen gençler işsiz ama bizim DJ’ler iyi durumda! Hepsi, en küçüğü bile çok önemli paralar kazanıyorlar ve bunları hiç yadsımıyorum. Para kazanmak hele ülkemizde çok zor. Fakat bu işi profesyonel olarak yapmak isteyenlerin işi çok daha zor. Etraf çok kalabalık; Vine fenomoni, Sosyal medya fenomeni. Başımı sola çeviriyorum DJ, sağa dönüyorum DJ… Yeni nesil bu anlamda şanssız ” dedi.
“DJ okulu kurma tekliflerini kibarca reddettim”
Konusunda uzman olan Suat Ateşdağlı’dan DJ’lik üniversitesi kurulması konusunda destek istenmiş; “DJ okulu kurma teklifi geldi. Büyük firmalar bunu desteklemek istediler. Ya da üniversitelerden DJ’lik konusunda konferans vermem istendi ama kibarca reddettim. Sebebi şu; DJ’lik çok önemli bir meslek ama bana sorarsanız okulluk bir durumu yok. Ses mühendisi olmak isterseniz okulu var ama DJ’lik sadece teknikle ilgili değildir. DJ’yi sahada hazırlanır. Ben 16 yaşında bir gece kulübünde çalışmaya başladım. Hem de temizlik yaptım, dört sene bekledim, dinledim, dinledim. Dinleye dinleye kendimi set-upların başında buldum. Eğer profesyonel olarak bu mesleği yapmak istiyorsanız 30-40 yaşında başlayamazsınız. Başlayacağınız yaş 17-18’dir. Dünyada şu anda star olmuş DJ’lerin başladığı yaşlar da odur.
“Selda Bağcan Türkiye’nin dünya starıdır”
Gelen bir başka soru üzerine Türkiye’den dünya starı çıkmamasının sebeplerini anlatan Ateşdağlı, “Küçücük Yunanistan’ın 3 tane sanatçısının adını sayabilirim fakat bizde niye dünya starı çıkmıyor? Esasında bizim dünya starımız var şu anda ama kimse farkında değil, Selda Bağcan… Dünyanın en iyi DJ’leri şarkısını yapmak için yarışıyor. Türkiye’de çok iyi dünya starları var. Dünyada kesin yıldız olacak isimler. Zeki Müren’in olması lazımdı. İbrahim Tatlıses… Erkin Koray, Barış Manço tarzı ve tavrı bizim esas kültürümüz. Bizim en büyük sorunumuz menajerlik sitemimiz zayıf. Hedef belirleyecek, hedefe taşıyacak insanlarımız ve ekiplerimiz olmadı. Bu bağlantıları kurabilecek vizyonda, istekte ve yaşta olamadılar. Herkes ferdi yapmak istemedi… Olmadı.