TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, TÜRSAB TV’de Gazeteci Mehmet Güneli’nin moderatörlüğünde canlı yayınlanan programda, seyahat acentalarının sorularını yanıtladı.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Seyahat Acentalarının Sorularını Yanıtladı
TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, TÜRSAB TV’de Gazeteci Mehmet Güneli’nin moderatörlüğünde canlı yayınlanan programda, seyahat acentalarının sorularını yanıtladı.
‘Siyasi partilerle sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerimizi paylaşıyoruz.’
TÜRSAB’ın turizm sektörünün sorunları ve çözüm önerilerini iletmek için gerçekleştirdiği siyasi parti ziyaretleri ile ilgili Bağlıkaya, ‘‘Ziyaretlerimizin amacı, turizmle ilgili bir hatırlatma yapmak. Bugüne kadar ve bundan sonraki süreçte de sürekli görüşeceğimiz parti doğal olarak karar verici parti olan, iktidar partisi olan AK Parti. Diğer partilerin de komisyonlardaki üyeleri ve milletvekilleri vasıtasıyla konulara hâkim olmalarının; turizmle ilgili bir gelişme olduğunda konuya vakıf olmalarının faydalı olduğunu düşünerek siyasi partileri tek tek ziyaret ediyoruz. Bu ziyaretler kapsamında CHP Genel Merkezi’nde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yetkilileri ile de bir araya geldik. Görüşmelerimizde hem kendi bakış açımızı anlatıyoruz hem de beklentilerimizi ve çabalarımızı dile getiriyoruz. Bu ziyaretlerden sonra TBMM Turizm Komisyonu üyelerine de ulaşıp onlara da sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi anlatacağız.’’ cümlelerini kurdu.
Siyasi parti ziyaretlerinin ardından TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya,
T.C. Diyarbakır Valiliği ev sahipliğinde; TÜRSAB Fuarcılık Hizmetleri Tic. A.Ş. ve Diyarbakır Fuarcılık Hizmetleri A.Ş. ortaklığında düzenlenecek olan 1.Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
‘Bu fuarla da elimizden gelenin fazlasın yaparak bölgeye ve ekonomiye yeni değerler katmayı hedefliyoruz.’
24-27 Mart 2022 tarihlerinde Diyarbakır Mezopotamya Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek fuar ile ilgili Bağlıkaya, ‘‘Türkiye’nin her bölgesi eşsiz değerlere sahip. Her yer ayrı bir turizm ürünü. Biz bu ürünlerin teker teker tanıtılması; bölgesel olarak tur programlarına dahil edilmesi, öncelikle iç turizm tüketicisine bir farkındalık yaratılması daha sonrasında da dış turizme taşınması için çaba gösteriyoruz. Turizme oldukça hâkim olan Diyarbakır Valisi Sayın Münir Karaloğlu ile birlikte yeni bir atılım başladı. Biz de buna elimizden geldiği kadar katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Mezopotamya Altın Üçgeni adı altında tanıtım ve pazarlama faaliyetleri yapılıyor ama biz o bölgenin tamamına fayda sağlayacak bir çalışmanın içine girdik. Bizim katkımızı talep eden her yerde olmaya çalışıyoruz. Ürünümüz bol ancak hikayemiz yok. Mümkün olduğu kadar hikayelerimizi de katarak bu ürünlerimizi pazarlamamız lazım. Coğrafi olarak bulunduğumuz bölgede yaşanan olaylar turizmi olumsuz etkiliyor olabilir ama ülke olarak sayısız ve eşsiz değerlere sahibiz. Bu fuarla da elimizden gelenin fazlasın yaparak bölgeye ve ekonomiye yeni değerler katmayı hedefliyoruz.’’ dedi.
TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, ülkemizin önümüzdeki dönemde küresel turizm arenasında yaşanması beklenen yoğun rekabet ortamına hazırlık olması ve tüm dünyada seyahat endüstrisinde yaşanan değişim ve dönüşümün tüm turizm paydaşlarıyla birlikte analiz edilmesi amacıyla bu yıl ilk kez düzenlenecek olan TÜRSAB 2021 Turizm Kongresi ile ilgili soruları yanıtladı.
‘Türkiye’de bir turizm kongresi yapılacaksa bunu yapmak TÜRSAB’a yakışır.’
Turizmin geleceğine ışık tutacak kongre ile ilgili Bağlıkaya, ‘‘Biz bugüne kadar 2 senede bir kasım ayı sonunda bir genel kurul yapıyorduk. Ancak onlarda genelde adaylar ve tarafların karşılıklı fikirleri paylaşılıyordu. Bizim isteğimiz, bu kongrede sadece turizm konuşulsun. Turizmin her alanı hakkında meslektaşlarımız diyalog geliştirsin istiyoruz. Gerçek turizmi konuşmamız lazım. ‘İşimizi geliştirmek için neler yapabiliriz’ üzerine konuşacağız. Bunu ilk defa yapıyoruz, elbette eleştiriler olabilir. Biz bunları değerlendirip faydalanmak istiyoruz. Uzun dönemde 10,20,30.’sunun yapılacağı bir gelenek başlatmak istiyoruz. Türkiye’de kapsamlı bir turizm kongresi yapılacaksa bunu yapmak Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ne yakışır. Biz yolumuzu biliyoruz. Engelleri ve problemleri biliyoruz. Tüm bunların farkında olarak bizden sonraki arkadaşlarımıza mümkün olduğu kadar iyi bir noktada bir Birlik bırakmak istiyoruz.’’ cümlelerini kurdu.
Pandemiden en çok zarar gören meslek alanlarının arasında yer alan seyahat acentalarının bu zorlu dönemi atlatması için yapılan çalışmalarla ilgili TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, ‘‘Biz güvenin kaybolmaması için, tüketicilerle seyahat acentlarımızın karşı karşıya gelmemesi için elimizden gelen çabayı sarf ettik. Tabi bunlar bir takım yasal düzenlemeler gerektiriyor; bir genelge gerektiriyor, talimat veya yönetmelik gerektiriyor. Bizim böyle bir fonksiyonumuz yok. Biz talep eden makamız. İcra eden makam ise Bakanlık. Biz talep ettik ancak yapılmadı; dolayısıyla tüketiciler seyahat acentalarımızla karşı karşıya geldi. Çok ciddi sıkıntılar yaşadı arkadaşlarımız. Bu süreci kolay atlatabilen, maddi durumu olan arkadaşlarımız daha az yara aldı ama olmayan arkadaşlarımız çok kan kaybetti. Dünyanın hiçbir ülkesinde pandemi döneminde tüketiciler seyahat acentalarıyla yüz yüze bırakılmadı. Çeşitli düzenlemeler yapıldı ve oluşan mağduriyetler en aza indirildi. Biz kısıtlı maddi imkanlarımızla elimizden geleni yaptık bunu herkes biliyor ama muktedir olan makam yapmadı. Bunu söylememde de bir mahsur görmüyorum.’’ dedi.
TÜRSAB Başkanı, milyonlarca dolara mal olan ancak atıl durumda bırakılan Kuşadası Kongre Merkezi (KOMER) ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
‘TÜRSAB, KOMER’e milyonlarca lira yatırmış ancak 100 lira bile alamıyor.’
KOMER ile ilgili ‘‘Bakanlıkla yapılan ortak bir iş bu. KOMER’de Bakanlığın görevlileri istifa etti. Bu durum kayyum vasıtasıyla genel kurula gitti. Biz de Kuşadası Belediyesi ve ilgili makamlarla buranın ayakta kalması için görüşmeler yaptık. Seyahat acentalarının başına ne geldiyse KOMER’den gelmiş. TÜRSAB, 300 milyon lira sermayesi olan KOMER’e 150 milyon lira para yatırmış; dolar 2 lirayken. Daha sonrasında 67 milyon lira da borç vermiş. Çok fahiş rakamlara mal edilmiş. TÜRSAB buraya bu kadar para koymuş ama 100 lira bile alamıyor. Bakan istese bunu 1 saatte çözer. Okul, üniversite vb. bir sürü şey yapılabilir. Sektöre veya acentalara yardım etmek isteyen biri olsa bunu kısa sürede çözer. Ama tam tersine çürüsün, girsin, yok olsun, oradaki bütün emek yok olsun diye uğraştı, Bakanlık. Biz ilgili makamlarla temas kurduk hiç değilse orası ayakta kalacak, çalışacak ve bölgeye bir faydası olacak diye. Hiç değilse orası yaşasın diye uğraş içerisindeyiz. Bakanlığın yetkilileri tasfiye yönünde oy kullandılar. Burası TÜRSAB’ın tek başına malı değil, sektörün malı. Bunları korumak adına sürekli biz mücadele eder vaziyetteyiz. Seyahat acentalarının her türlü emeğine ve ekmeğine saldırılıyor, biz savunuyoruz. UKTAŞ’a da her ay Bakanlık icra gönderiyor, dolar üzerinden; belediyenin alacağına. Neden TÜRSAB’ın elindekileri almak için uğraşıyorsunuz?’’ cümlelerini kuran Bağlıkaya, seyahat acentacılığı mesleğine karşı oluşturulan algı ile ilgili ‘‘Bizim birlikte omuz omuza var olmamız çok önemli. Seyahat acentacılığını meslek olarak görmüyor sayın Bakan. Rekabetin bozulmasını önlemeye çalışıyoruz; istemiyor. Sigorta sistemi ile bütün seyahat acentaları eşit olsun diyoruz; buna da karşı çıkılıyor. Eğitimli personel lazım diyoruz; ona da karşı çıkılıyor. İhtisaslaşmak lazım diyoruz, belgelensin diyoruz ona da karşı çıkılıyor. Bu kadar şeye karşı çıkıldığı için biz mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Yoksa devletin bakanına karşı bizim ne haddimize? Ne gücümüz var da neye itiraz ediyoruz? Sonuçta biz bakanlığa bağlı bir birliğiz. Bu mücadeleyi biz üyelerimizin hakkını ve hukukunu korumak için veriyoruz. Bu kadar temel şeylere hayır deniyorsa bunun benim şahsımla bir ilgisi olmuyor. Başka bir başkan gelse bunlara evet mi diyecek? Bunlara evet diyecekse ben gideyim. Problem nereden çıktı? – Oteller transfer yapsın. Oteller uçak da kaldırsın o zaman.’’ cümleleriyle tepkilerini ifade etti.
Bakanlık ve sektörün geneli ile ilgili sorulan sorulara, ‘‘Otelciler üzerinden turizmi idare ettirmeye çalışıyor sayın Bakan. Son derece yanlış bir iş yapıyor. Mesleğimizi meslek olarak kabul etmeyen birisi meslek yasası nasıl hazırlayacak? Birliğimiz ve mesleğimiz yok sayılarak hazırlanacak. Otelci kendi otelinin ve çevresinin tanıtımı ile ilgilenir. Seyahat acentaları bütün ülkenin tanıtımı ile ilgilenir. Kemer’deki bir otelci, Diyarbakır’daki tarihi değerlerimiz ile ilgili bir kelime etmez çünkü işi değil. Bu gerçek bu kadar ortadayken tüm pazarlama işini Türkiye Turizm Geliştirme Ajansı (TGA) diye yapı kurup 5-6 otelciyi oraya koyup göstermelik bir seyahat acentası temsilcisiyle yapmak doğru değil. Dubai ve Hong Kong gibi tek destinasyonlu ülkelerdeki gibi bir yapı oluşturulursa, TGA gibi, sonu böyle olur. Kazalarını hepimiz görüyoruz. Türkiye’de bir ürün yok; yüzlerce ürün var. Umarım başarılı olur. Ama bu yapıyla başarılı olamayacaklarını söylüyorum. Biz, çok sorunumuz olduğu ve bunları dile getirdiğimiz için gündeme geliyoruz. Yoksa turizmin birçok paydaşıyla benzer problemler mevcut. Çok dillendirmiyorlar veya dillendiremiyorlar. Sayın Bakanımızın böyle bir tarzı var, buna göre turizm yönetiliyor, bunu da bu şekilde kabullenmek zorundayız.’’ cümleleriyle cevap veren Bağlıkaya, seyahat acentalarının sektördeki rolünü ve önemini vurguladı.
Seçim kampanyası olan ‘Değişim Hareketi’ hakkında sorulan sorulara yanıt veren TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, ‘‘Değişim hareketi daha misyonunu tamamlamadı. Çok iyi başladık fakat pandemi dönemine girdik ve bu oluşan şartları olağan yaşamamızı; hafif geçirmemizi engelleyecek bir Bakanlık tavrı ile karşılaştık. Dolayısıyla başladığımız motivasyonla devam edemiyoruz. Zaten pandemi şartları çok ağır; bu şartların olduğundan daha zor olmasını sağlayan tavır da işleri zorlaştırıyor. Tekrar söylüyorum; şu anda seyahat acentacılığı mesleği tehdit altında. Birlik zaten tehdit altında. Bunu yapılan her şeyde çok net bir biçimde görüyoruz. Bakanlık bizim elimizden mülklerimizi alıp başkasına kiralamak istiyor. Büyük ihtimalle Lütfü Kırdar’ı da bizden alıp başkasına kiralamak istiyor. Zaten pandemiden dolayı hac-umre yok, kongreler durdu. Yardım edilmediği gibi her yerden gelirimizi kısmak, yetkileri kısmak ve itibarsızlaştırmak adına çalışmalar yürütülüyor. Bu mesleği ve Birliği de korumak tek başına benim görevim değil. Ben elimden geleni zaten yapıyorum, bunun şahsi bedelini de ödüyorum. Biz bunları kendi işlerimizden ve özel hayatımızdan bedel ödeyerek yapıyoruz. Biz meslek adına itiraz ediyoruz çünkü biliyoruz ki seyahat acentası olmadan turizm olmaz. Bu ülkenin cari açığını kapatacak olan seyahat acentalarının getirdiği turistler olduğunu söylemezsek, ekonomiye ve istihdama olan önemini anlatmazsak olmaz. Her zaman söylüyoruz; biz bu sektörün kökleriyiz.’’ sözlerini ifade etti.
‘Her zaman söylüyoruz; biz bu sektörün kökleriyiz.’
TÜRSAB siyasetinin etrafında yapılanan dernek ve platformlar ile ilgili sorulara ise Bağlıkaya, ‘‘Ben başkan olduğum günden beri destekliyorum. Benim aleyhime yazılar da yazsalar, bu insanlar benim zamanında yol arkadaşlığı yaptığım ve hala da yapmakta olduğum arkadaşlar. Beni eleştirmelerinde bir sıkıntı yok. Bu oluşumların olması buranın daha düzgün çalışması uyarıcı görevi de görebilir zaman zaman. Bu platformlardan faydalanacağım bir şey varsa faydalanıyorum. Zaten bu platformların seyahat acentalarının aleyhine bir şey isteyebileceklerini aklıma bile getirmiyorum.’’ cümleleriyle cevap verdi.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, son olarak 2022 ve 2023 yılları hakkında öngörülerini paylaştı.
Bağlıkaya, ‘‘2022’de 2019 kadar olmasa da özellikle iç turizmde olumlu görüşler içerisindeyim. Meslektaşlarım da hazırlar. Biz sektöre güveniyoruz. 2023’te de 2019 verilerini geçeceğimizi düşünüyorum.’’ dedi.
Uyarı! Bu sitede yer alan tüm içerikler, "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" uyarınca tescil ve koruma altındadır. Kısmen dahi olsa; basılı şekilde ya da internet üzerinde, izinsiz çoğaltılıp kopyalanamaz, alıntı yapılıp kullanılamaz. Ancak habere aktif link verilerek kullanılabilir. Aksi taktirde İstanbul Mahkemeleri yetkilidir.