Salgınla değişen yaşam tarzı turistlerin tatil tercihlerini kökten değiştirdi..

Uluslararası yönetim danışmanlığı şirketi Simon Kucher & Partners tarafından 2020 yılının Mayıs ve Aralık aylarında yapılan ve salgın sonrası otel, turizm ve eğlence sektöründeki değişen tüketici davranışlarını inceleyen çalışma, 2021 yılı içinde 7 binden fazla katılımcı ile yeniden gerçekleştirildi.

11 Ağustos 14:36

Uzaktan çalışarak tatil yapmak isteyen her 100 kişiden 73’ü daha uzun tatil planlıyor

Uluslararası yönetim danışmanlığı şirketi Simon Kucher & Partners tarafından 2020 yılının Mayıs ve Aralık aylarında yapılan ve salgın sonrası otel, turizm ve eğlence sektöründeki değişen tüketici davranışlarını inceleyen çalışma, 2021 yılı içinde 7 binden fazla katılımcı ile yeniden gerçekleştirildi. Türkiye’ye en fazla ziyaretçi gönderen Rusya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelere odaklanan çalışma, yabancı turistlerin salgınla beraber değişen yaşam tarzları sonucu tatilden yeni beklentilerine yön veren trendlere ışık tuttu.

 

Araştırmaya göre son dakika rezervasyonları iki kat artacak. Tüketiciler sağlık sigortası ve son dakika iptal hakkını içeren rezervasyonlarda daha fazla ödemeye razı. Her 100 kişiden 83’ünün yurt dışı tatil tercihinde deniz-kum-güneş ve şehir-tarih turizmi talebi yerini wellness ve doğa/macera deneyimlerininde yaşanabileceği alternatif lokasyon ve tesislere bırakacak. Uzaktan çalışma konforu sunabilen tesisler, turistleri daha uzun süre ağırlayabilecek.

Gerek sağladığı döviz girişi gerekse yarattığı istihdamla Türkiye için hayati sektörlerden biri olan turizm; parlak yılı2019’da 34,5 milyar dolargeliriyle rekor seviyelere ulaşmıştı. COVID-19 etkisinin kendisini en çok gösterdiği 2020 yılında, turizm geliri 12,2 milyar dolara ulaşabildi. 12020 yılında Türkiye’yi ziyaret eden toplam 15,9 milyon ziyaretçininin;12,7 milyonunu yabancı turistler,3,2 milyonunu ise yurt dışı ikametli vatandaşlar oluşturdu. 2020 yılında Türkiye’ye en fazla ziyaretçi gönderen ülkeler ise sırası ile Rusya, Bulgaristan, Almanya, Ukrayna ve İngiltere oldu.1 2021 yılının ilk 6 ayında ise Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 27 oranında arttı. Ziyaretçi profilinde Ukraynalılar ilk sırada yer alırken onu Rusya Fedarasyonu ve Almanya vatandaşları izledi. Seyahat planlarında Türkiye’yi ilk seçenekler arasında gören İngiliz, Rus ve Alman turistlerin COVID-19 ile beraber değişen seyahat alışkanlıklarını ve beklentilerini anlamak ve bu değişiklikleri önceden tespit etmek, yabancı turistleri hedefleyen otel, turizm ve eğlence şirketleri için kritik önem taşıyor. 

Rus, Alman ve İngilizlerin her iki kişisinden biri tatil için yurt dışını tercih edecek

Oldukça çarpıcı veriler içeren araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’yi en fazla ziyaret eden milletlerden Rus, Alman ve İngilizlerin yalnızca yüzde 11’i son bir yıl içerisinde yurt dışı seyahati gerçekleştirdi. Ancak, pandemi sonrasında, yurt dışı seyahatine olan tercihlerde artış bekleniyor, araştırmaya katılan yaklaşık her iki yabancıdan 1’i pandemi sonrasında yurt dışı seyahati gerçekleştirmek istediğini belirtti.

Dört önemli trende göre pozisyon alınmalı

Salgın, dünyanın her yerinde tüketicilerin yaşam tarzlarını ve tüketim alışkanlıklarını değiştirdi. Simon-Kucher & Partners’ın araştırması, Türkiye’yi en çok ziyaret eden ülkelerin vatandaşlarınınturizm ve seyahat sektörüne yönelik değişen taleplerine dikkat çekiyor. Turizm sektöründe yer alan her şirketin yeni dönem yol haritaları için mutlaka göz önünde bulundurmaları gereken 4 önemli trendi ortaya koyuyor.

1)Son dakika rezervasyonunun oranı 2 kattan fazla artıyor 

Pandeminin küresel olarak yarattığı belirsizlik, turizm sektöründe son dakika rezervasyona ilgiyi artırmaya devam ediyor. Pandemiden önce katılımcıların sadece yüzde 14’ü son dakika rezervasyon yaptığını belirtirken bu oran pandemiden sonra yüzde 35’e çıktı. Seyahat kısıtlamaları, vaka sayılarındaki hızlı değişikler ve COVID-19 ile ilgili devlet politikaları; son dakika rezervasyonlarına artan ilginin arkasındaki en önemli nedenler olarak öne çıkıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 31’i seyahat kısıtlamaları, yüzde 24’ü seyahat için tercih edilen destinasyondaki vaka sayılarında son durum, yüzde18’i ise COVID-19 ile ilgili değişen devlet politikaları sebebiyle son dakika rezervasyonlarını daha çok tercih edeceklerini belirtiyor.Ancak artan son dakika rezervasyon tercihlerine rağmen; katılımcıların yüzde 32’si pandemi kaynaklı endişelerin azalmasıyla birlikte erken rezervasyona yönelebileceklerini belirtiyor. 

Turizm sektörü paydaşlarının, son dakika yabancı turist rezervasyonlarına hazırlıklı olması ve pandemi kaynaklı endişelerin azalmasıyla birlikte artacak seyahat planları için erken rezervasyona teşvik edecek güçlü tatil paketleri hazırlamaları oldukça önemli.

2)Yeni nesil tatil deneyimine talep artıyor

Araştırma, katılımcıların pandemi sonrası değişen yurt dışı seyahatlerinde yeni beklentilerini de ortaya koyuyor. Deniz-kum-güneş ya da tarih-şehir odaklı seyahat planları yerini Türkçeye ‘kendini iyi hissetme hali’ olarak da geçen wellness ve doğayla baş başa kalma ve macera gibi farklı deneyimler ve konseptler sunan yeni nesil tatil anlayışlarına bırakıyor. Tatilciler pandemi sonrası, farklı deneyimler sunan tatil opsiyonlarını tercih ediyor; çalışmada yer alan katılımcılarının yüzde 47’si doğa/macera odaklı, yüzde 36’sı ise wellness odaklı tatil seçenekleri ile ilgilendiklerini belirtiyor.

Turizm sektörünün ve özellikle otellerin; tatilcilere sundukları deneyimleri, yükselen trendleri göz onuna alarak değerlendirmeleri ve bu doğrultuda hizmetlerini şekillendirmeleri gerekiyor. 

3)Uzaktan çalışarak tatil konsepti yükselişte

Pandemi ile birlikte uzaktan çalışma düzenine geçen pek çok şirket uzaktan çalışan sayılarını da artırdı. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre salgın nedeniyle Avrupa Birliği (AB) vatandaşlarının yüzde 12,3'ü geçen yıl işlerini evden yürüttü. Bu oran salgın öncesinde AB’de yüzde 5 civarında seyrediyordu.

Bu yeni çalışma düzeniyle birlikte, İngilizce ‘work’ (iş) ve ‘vacation’ (tatil) kelimelerinin birleşmesinden doğan ‘Workation’ yani uzaktan çalışarak tatil konsepti ise yükselen tatil trendleri arasında yer alıyor.  Araştırmaya katılanların yüzde 10’u Workation konseptli bir tatil seçeneğini tercih etmeye istekli olduğunu belirtiyor.

Workation tatilini tercih eden katılımcıların, yüzde 52’si bu konseptte bir tatil için 1-2 hafta zaman ayırabileceğini belirtiyor. Ancak Workation tercih edenlerin yüzde 73’ü, istenilen şartlar sağlanırsa Workation için planladıkları süreyi, planlanan süreye ek 14 güne kadar uzatabileceklerini ekliyorlar.Workation tatillerinde, planlanandan daha uzun süre zaman geçirmek için aranılan en önemli koşul, güvenli ve hızlı internet bağlantısı. Workation tercih edenlerin yüzde 68’i, güvenli ve hızlı internet bağlantısı sağlandığı takdirdeseyahatlerini daha uzunsüreli olarak planlayabileceklerini belirtiyor.

Simon-Kucher & Partners Direktörü Öykü Elmas, ‘Pandemiyle birlikte, dünyamıza giren uzaktan çalışma konseptini avantaja dönüştürmek için, tatilcilerin uzaktan çalışma ile ilgili beklentilerinin doğru anlaşılması ve Workation için gerekli koşulların turizmciler tarafından karşılanması gerekiyor. Oluşan yeni konseptler bu sektörde değer yaratımını hızlandırmak ve daha geniş alanlara yaymak için güzel fırsatlar. Biz de bu dönemde müşterilerimiz ile şirket DNA larına uygun olan fırsatları en doğru şekilde nasıl değere dönüştürebilecekleri konusunda beraber çalışıyoruz.’ diyor.

4)Rezervasyon esnekliği, iptal seçeneği ve seyahat sağlık sigortalarının önemi artıyor

COVID-19 kaynaklı belirsizlikler karşısında yabancı turistlere kendilerini güvende hissettirecek; rezervasyon esnekliği, iptal hakkı ve/veya seyahat sağlık sigortası gibi ek hizmetlerin sağlanmasının önemi artıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 34’ü rezervasyon esnekliği ve iptal politikalarının, rezervasyon sürecindeki kararları konusunda önemli bir rol oynadığını belirtirken, katılımcıların yüzde 34’ü bu koşulların sağlanması durumunda, daha fazla ödemeye de hazır olduklarını ekledi.Rezervasyon esnekliği ve iptal politikalarına ek olarak, seyahat süresince ve/veya seyahat edilen destinasyonda oluşabilecek sağlık problemleri konusunda güvence verilmesi de yine yabancı turistlerin önem verdiği ek hizmetler arasında yer alıyor. Katılımcıların yüzde 30’u, seyahat sağlık sigortalarının rezervasyon sürecindeki kararları konusunda önemli bir rol oynadığını söylerken, katılımcıların yüzde 43’ü bu hizmet için ek ücret ödeyebileceğini belirtiyor.

 

Tur operatörlerinin, yabancı ziyaretçilerin beklentilerini ve bu beklentilerin karşılanması durumunda ek ödeme yapmaya istekli olmalarını dikkate alarak; erken rezervasyon esnekliği, iptal seçeneği ve seyahat sağlık sigortası gibi ek hizmetleri içine alan kapsamlı tatil paketleri hazırlamaları gerekiyor.

“Hizmetler, değişen trendler doğrultusunda şekillendirilmeli”

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Simon-Kucher & Partners Yönetim Kurulu Üyesi ve Yönetici Ortağı Mert Terzioğlu, turizm sektörünün yabancı turistlerin değişen beklentilerini doğru bir şekilde değerlendirerek, değişen trendler ve önceliklere göre hizmetlerini ve tatil paketlerini geliştirmesi gerektiğini söylüyor ve turizm sektörü temsilcilerine önerilerini şöyle özetliyor: “Turizm sektörünün, pandemi ile birlikte değişen tüketici ihtiyaçlarını anlaması ve bu ihtiyaçlara yönelik hizmetlerini hızlı bir şekilde tüketiciye sunabilmesi gerekiyor. Turizm sektörünün temsilcileri, tatilcilere sundukları deneyimleri, Workation gibi yükselen yeni trendleri göz onuna alarak değerlendirmeli ve bu trendler doğrultusunda hizmetlerini şekillendirmeli. Pandemi kaynaklı endişelerin azalmasıyla birlikte yerli veyabancı ziyaretçilerin seyahat planları artacak ve bu döneme turizm sektörünün yeni trendlerini, kişilerin bu doğrultuda değişen ödeme istekliliklerini anlayarak ve şirket paketlerini bu şekilde tasarlayarak hazır şekilde girmek, yaşanan krizi büyük bir fırsata çevirmek için gerekli anahtar.”

 

Kaynakça

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. “TURİZM İSTATİSTİKLERİ.” Turizm İstatistikleri, yigm.ktb.gov.tr/TR-9851/turizm-istatistikleri.html.

 

Simon-Kucher & Partners hakkında

Simon-Kucher & Partners, strateji, pazarlama, fiyatlandırma ve satış odaklı TopLine Power®'da uzmanlaşmış bir global danışmanlık firmasıdır. Müşterilerine pratik, kanıta dayalı stratejiler uygulayarak büyüme ve kar hedeflerini gerçekleştirmelerinde yardımcı olmaktadır. Dünyanın önde gelen fiyatlandırma danışmanı ve düşünce lideri olarak kabul edilen Simon-Kucher & Partners'ın dünya çapında Türkiye dahil 41 ofisinde yaklaşık 1500 çalışanı bulunmaktadır.

 

Uyarı! Bu sitede yer alan tüm içerikler, "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" uyarınca tescil ve koruma altındadır. Kısmen dahi olsa; basılı şekilde ya da internet üzerinde, izinsiz çoğaltılıp kopyalanamaz, alıntı yapılıp kullanılamaz. Ancak habere aktif link verilerek kullanılabilir. Aksi taktirde İstanbul Mahkemeleri yetkilidir.


TAV