Omuz eklemi, kolu gövdeye bağlayan top yuva şeklinde oluşan bir eklemdir. Kol kemiğinin (humerus) yuvarlak başı ve kürek kemiğinin glenoid denilen çukur yüzeyi arasındadır.
Omuz çıkığı belirtileri ve tedavisi nasıldır?
Omuz eklemi, kolu gövdeye bağlayan top yuva şeklinde oluşan bir eklemdir. Kol kemiğinin (humerus) yuvarlak başı ve kürek kemiğinin glenoid denilen çukur yüzeyi arasındadır. Eklem yüzeyleri kıkırdakla kaplıdır. Omuz başı glenoidkaviteye göre, yani bulunduğu yuvaya göre, biraz daha büyük olduğu için etrafı labrum denilen esnek bir kıkırdakla sarılmıştır ve bu doku kolun sabitliğini arttırmaktadır. Ayrıca, etrafındaki birçok bağ, eklem kapsülü ve kaslar tarafından hem hareketliliği, hem de stabilitesi sağlanmaktadır. Omuz eklemi, vücudumuzda bulunan en hareketli eklemdir.
Omuz çıkığı hakkında bilgi veren TherapySport Center Fizik Tedavi Merkezinden Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları söyledi:
“Omuz çıkığı, omuz başının kürek kemiğinde bulunan yuvadan ayrışması anlamına gelmektedir. Yani eklemin bütünlüğü bozulmuştur ve top yuva şeklinde olan eklemden, yukarı, aşağı, öne veya arkaya doğru yer değiştirmiştir. Genellikle şiddetli bir travmaya maruz kalma sonucunda oluşur. Özellikle kol açık pozisyonda üzerine düşmeye bağlı ya da kolun dışarıya doğru döndürülmesi şeklinde olan travmalar sonucu gelişebilir. İki kemiğin birbirinden ayrışması sonucu onları çevreleyen diğer dokularda da problemler ortaya çıkabilir. Bu alınan travmanın büyüklüğüne bağlı olarak değişiklikler göstermektedir. Eklemi saran eklem kapsülünde yırtılma, hareketliliği ve stabiliteyi sağlayan labrum yapısında yırtılma, etrafındaki kaslarda, tendonlarda ve bağlarda yırtılma ya da zorlanma, eklem içerisinde ödem oluşması en sık gördüğümüz problemler arasındadır. Ayrıca, bazı ileri vakalarda çıkıkla birlikte kırık da görülebilmektedir ve o zaman tedavi şekli ve iyileşme süresi biraz daha değişmektedir. Bazı durumlarda, omuz çıkığı tekrarlayıcı olabilir. Omuz çıkıkları her yaşta görülebilir. Özellikle 18 yaş ve altında oluşan çıkıklar tekrar etme oranı çok daha yüksek olduğu için daha dikkatli tedavi edilmelidir.” dedi.
Belirtileri ve teşhisi nedir?
Omuz çıkığının belirtileri ve teşhisi hakkında değerlendirmede bulunan Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları anlattı:
Omuz çıkığı belirtileri:
1-Şiddetli ağrı,
2-Hareket kısıtlılığı,
3-Omuzda şekil bozukluğu
Omuz çıkığı teşhisi:
1-Klinik muayene, özellikle şiddetli ağrı ve hareket kısıtlığı şikayeti ile başvuran hastada muayene esnasında tanı yüksek oranda konulmaktadır.
2-Röntgen, çıkığın hangi yöne olduğunu tespit etmektedir.
3-MRI, çıkık ile birlikte etraftaki yumuşak dokuda herhangi bir problem olup olmadığını tespit etmekte kullanılır.
4-BT, çıkık ile birlikte kemik dokuda kırık olup olmadığını tespit etmekte kullanılır.
Omuz çıkığı nasıl tedavi edilir?
Omuz çıkığının tedavisi hakkında açıklama yapan Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları kaydetti:
“Omuzda çıkıktan şüphelenilirse, hiçbir müdahale yapılmadan en hızlı şekilde acil servise başvurulmalıdır. Ortopedist tarafından, çıkan eklem bazı manevralarla yerine oturtulmaktadır. Bu oturtma işlemi de, omuz başının çıkmış olduğu yöne göre değişiklikler göstermektedir ve bazı vakalarda anestezi altında yapılmaktadır. Omuz başı yerine oturtulduktan sonra, röntgenle kontrolü yapılır. Omuz çıkığı ilk kez oluşuyorsa, hastanın durumuna göre kol askıyla 2-3 hafta sabitlenir, askı çıkarıldıktan sonra mutlaka eklem hareket açıklığı ve etraftaki kas dokusunu kuvvetlendirmek için egzersizler yapılmalıdır. Tekrarlayan omuz çıkıklarında ise, daha detaylı araştırma yapılıp, bunun nedeni tam olarak bulunmalıdır. Genellikle eklem kapsülünün yırtılması, labrumun ayrışması ya da etraftaki kas ve tendonların yırtılması nedeniyle olmaktadır. Bu gibi durumlarda, cerrahi tedavi yapılmaktadır. Çıkık ile birlikte kırık da eşlik ediyorsa, kırık kapalı yöntemle yerine oturtulmaya çalışılır, fakat bazı vakalarda cerrahiye müdahale daha uygun olabilir. Cerrahi sonrası 4- 6 hafta arası kol askısı kullanılır. Askı çıkarıldıktan sonra fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları ile öncelikle ağrının giderilmesi, eklem hareket açıklığının kazanılması, kasların kuvvetlendirilmesi, eklem stabilizasyonunun ve koordinasyonunun kazanılması için çeşitli egzersizler ve uygulamalar yapılmaktadır.” şeklinde konuştu.
Uyarı! Bu sitede yer alan tüm içerikler, "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" uyarınca tescil ve koruma altındadır. Kısmen dahi olsa; basılı şekilde ya da internet üzerinde, izinsiz çoğaltılıp kopyalanamaz, alıntı yapılıp kullanılamaz. Ancak habere aktif link verilerek kullanılabilir. Aksi taktirde İstanbul Mahkemeleri yetkilidir.