- KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Ataoğlu: -"İzolasyon ve ambargoların kalkmasıyla ilgili KKTC'de yaşayanların yapacak hiçbir şeyi yok. Ambargoların kaldırılmasıyla ilgili yapmaya çalıştığımız herhangi bir hareket olursa, 300-400 bin nüfus dediğimiz nüfus, ana vatanın önünde bir takoz olarak durur. Ana vatanın önünde takoz olma niyetimiz yok" -"Kıbrıs'ta birçok yatırımcının yatırım yapmak için aldığı ama yatırım yapmadığı araziler var. Hiç kimse kusura bakmasın, o araziler yatırım için alınmışsa ve uzun yıllardır bu yatırımlar yapılmamışsa, yatırımcılar tarafından pazarlanmaya çalışılıyor ise biz o yatırımları iptal ederiz" -"Yeni hava yolu şirketi Kuzey Kıbrıs olarak yapılır mı? Şu anda böyle bir çalışma yok. Öyle bir çalışma olursa iyi mi olur? Elbette iyi olur, ben altına imzamı koyarım. Tabii ki buradaki bütün girişimlerin yapılması, bütün izinlerin alınmasından sonra"
KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, izolasyon ve ambargoların kalkmasıyla ilgili KKTC'de yaşayanların yapacak hiçbir şeyinin olmadığını belirterek, "Ambargoların kaldırılmasıyla ilgili yapmaya çalıştığımız herhangi bir hareket olursa, 300-400 bin nüfus dediğimiz nüfus, ana vatanın önünde bir takoz olarak durur. Ana vatanın önünde takoz olma niyetimiz yok." dedi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) buluşmaları kapsamında gazetecilerle bir araya gelen Ataoğlu, Kıbrıs'ta birçok yatırımcının yatırım yapmak için aldığı ama yatırım yapmadığı araziler olduğunu anımsatarak, "Hiç kimse kusura bakmasın, o araziler yatırım için alınmışsa ve uzun yıllardır bu yatırımlar yapılmamışsa, yatırımcılar tarafından pazarlanmaya çalışılıyor ise biz o yatırımları iptal ederiz." dedi.
Ataoğlu, bu söylemlerinden sonra tepki aldığını, ancak kendisinin yatırım yapmak isteyenlerin ellerindeki arazileri alma niyetinin olmadığını vurguladı.
O araziler alınırken pazarlanmak için değil yatırım yapmak için alındığını aktaran Ataoğlu, bugün o arazilerin yüzde 80'i için sözleşme imzalanıp, belirlenen tarih içerisinde yatırım yapılacağına dair sözlerini aldıkları bilgisini verdi.
Ataoğlu, çanta ellerinde diyar diyar gezip Kıbrıs'ı tanıtmak için uğraştıklarını ifade etti.
Konaklama sayılarında geçen yıla oranla yüzde 30'luk artış olduğuna dikkati çeken Ataoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Geceleme oranında yüzde 42'lik bir artış var. 2016 ile 2017'yi kıyasladığımızda yüzde 50'lik artış hedeflemiştik ve yüzde 50'lik artışa son sürat gidiyoruz. Yatak sayımız 22 bin civarında. Hava ve deniz yoluyla gelen yolcu sayısında yüzde 12'lik artış var. Kara yoluyla girişlerde yüzde 11,3 artış var. Konaklamada ocak ve temmuzdaki doluluk oranı bir önceki yıla göre yüzde 28 civarında artmış."
-"Gezdiğim yerlerdeki acentelerin önünde Yunan adalarının reklamlarını gördüğümde ağrıma gidiyor"
Bakanı Ataoğlu, attıkları her adımdan sonra Rumlarla karşı karşıya kaldıklarını ve ciddi kavgalar verdiklerini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü içerisindeki yerlerini alırken de yine karşı karşıya kaldıklarını belirten Ataoğlu, onlara sağlıkla siyaseti karıştırmamalarını ve kendilerinin de üye olmalarını söylediklerine işaret ederek, "Öyle de oldu. 54'üncü üye ülke Kuzey Kıbrıs, 55'inci üye ülke Güney Kıbrıs. Bizim sayemizde onlar da Dünya Sağlık Konseyi içerisinde yerlerini almış oldular." dedi.
Ataoğlu, şu anda sağlık turizminden pay almaya başladıklarını ama hedefledikleri noktada olmadıklarını dile getirdi.
"Gezdiğim yerlerdeki acentelerin önünde Yunan adalarının reklamlarını gördüğümde ağrıma gidiyor. Hiçbir acentenin önünde, 'Kuzey Kıbrıs'ta bir ada var, o ada da bizim adamız' diye herhangi bir reklam görmedim." diyen Ataoğlu, KKTC diye bir ada olduğunu belirterek, bu adaya sahip çıkılması çağrısında bulundu.
Ataoğlu, izolasyonların ve ambargoların ne kadar ciddi şekilde KKTC'yi etkilediğinin bilindiğine dikkati çekerek, AB ile ilgili çalışmaların uzun yıllardır devam ettiğini hatırlattı.
İzolasyon ve ambargoların kalkmasıyla ilgili KKTC'de yaşayanların yapacak hiçbir şeyi olmadığını vurgulayan Ataoğlu, "Ambargoların kaldırılmasıyla ilgili yapmaya çalıştığımız herhangi bir hareket olursa, 300-400 bin nüfus dediğimiz nüfus, ana vatanın önünde bir takoz olarak durur. Ana vatanın önünde takoz olma niyetimiz yok. 300-400 bin nüfus ne isek bu şekilde devam edebiliriz. Yeter ki ana vatanın önünde takoz olmayalım." diye konuştu.
-"Direkt uçuş olayında sıkıntı var"
Fikri Ataoğlu, İsrailli turistler ile ilgili, "Türkiye üzerinden o kadar uğraş vermiş olmamıza rağmen başaramadık. Rum kesiminden şu anda getiriyoruz. Çok mu rahatım. Değilim. Her zaman her yerde olduğu gibi Rumlarla bir gün karşı karşıya kalacağımın bilinci içerisindeyim." dedi.
Bugün Güney Kıbrıs'ın turizminin iyi olduğunu ve bu nedenle kendileriyle çok fazla uğraşmadıklarını aktaran Ataoğlu, ancak yarın Güney'deki turizm boşluk yaratmaya başladığında, boşlukları doldurmak için yine kendilerinin getirdikleri turistlere ve o turistlerin ülkesine saldıracaklarını dile getirdi.
Ataoğlu, "Bunlar bugüne kadar rahat durmadı. Bundan sonra hiç durmaz." ifadelerini kullandı.
Devlet destekli veya özel sektör destekli bir hava yolu şirketinin kurulmasının ne zaman gündeme geleceği ile ilgili bir soru üzerine Ataoğlu, "Yeni hava yolu şirketi Kuzey Kıbrıs olarak yapılır mı? Şu anda böyle bir çalışma yok. Öyle bir çalışma olursa iyi mi olur? Elbette iyi olur, ben altına imzamı koyarım. Tabii ki buradaki bütün girişimlerin yapılması, bütün izinlerin alınmasından sonra." değerlendirmesinde bulundu.
Ataoğlu, direkt uçuş olayında sıkıntı olduğunu, direkt uçuşların denendiğini ama çok büyük cezalarla karşı karşıya kalındığını anımsatarak ama bu şekilde de mutlu olduklarını kaydetti.
Yatırım noktasında iptal edilen lisansların olup olmadığının sorulması üzerine Ataoğlu, şunları anlattı:
"Arazilerde herhangi bir iptal yapılmış değil. Eylül ayına kadar bir süre tanındı. Bu süre sonunda ilgili firmaların almış oldukları araziler, şartsız, herhangi bir hak talep etmeden iptal edilip bunlar ihale usulüyle yeniden yeni yatırımcılara açılacak. İsimleri deşifre etmeyelim, yatırım yapmalarını istiyorum. Ben kimsenin elinden arazinin alınmasını ve başka birine verilmesini istemiyorum. Tek bir isteğim var; alan arkadaşlarımız bu almış oldukları arazilere bir an önce yatırımlarını yapsınlar, yatak sayımızı artıralım. Bafra Bölgesi'nde önümüzdeki ay sonu veya en geç ondan sonraki aybaşında eğlence mekânlarının oluşturulması planlanıyor. Bafra Bölgesi'nde bu yatırımlar gerçekleştirildiği takdirde ciddi şekilde turist ve istihdam yaratılacak."
-"Yabancıların ülkemize gelip yatırım yapmasına ihtiyacımız yok. Biz kendi kendimize yeteriz"
Bakan Ataoğlu, eğlence mekânlarını oluşturmadaki en büyük amaçlarının hem esnaftan hem de bölgeye giden turistlerin yakın AVM olmamasından dolayı gelen şikâyetleri gidermek olduğunu söyledi.
"Bu girişim eğlence merkezleri diye adlandırdığımız barların, diskoların ve küçük küçük alışveriş yerlerinin oluşmasıyla alakalı." diyen Ataoğlu, bu çalışma bitince buralardaki yerlerin ihaleyle belirleneceğini dile getirdi.
Ataoğlu, bu eğlence yerlerini kendilerinin rahatça yapabileceğini belirterek, "Yabancıların ülkemize gelip yatırım yapmasına ihtiyacımız yok. Biz kendi kendimize yeteriz, yeter ki biz adamıza sahip çıkalım. Eğlence merkezlerini biz kendi kendimize yaparız." dedi.
Doğu bölgesindeki Dipkarpaz'da iyileştirme çalışmaları olduğunu dile getiren Ataoğlu, bu çalışma sonrası bölgede daha farklı bir turizm konsepti uygulanacağını, hem bölge yerel yönetimi ile hem de bölgedeki STK'lar ile yaptıkları görüşmeler sonucunda gelen talepleri değerlendirdiklerini anlattı.
Ataoğlu, bu çalışmalar sonrası bu bölgelere 10-15 katlı oteller değil, köy tarzı turizm yatırımı yapmayı düşündüklerini, bunun çalışmalarının sürdüğünü aktardı.
- "Uçak sıkıntımız var"
Ataoğlu, "Kapalı Maraş açılırsa yatak kapasitesi kaça çıkacak?" sorusu üzerine, şu anda Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş'ın Kapalı Maraş konusunda bir çalışması olduğunu kaydederek, Denktaş tarafından daha önce de burasının yeniden yapılanması, mülk sahiplerinden gelenlerin gelmesi, gelmeyenlerin ise malları için ihaleye çıkılması yönünde bir çağrı yapıldığını hatırlattı.
Bu söylenilenlerin aynen devam ettiğini dile getiren Ataoğlu, "Bu siyasi bir olay. Ben pazar günü denizden bütün bölgeyi boydan boya gezip brifing aldım. Otellerin son durumları belli değil. Bir kısmı tekrar yapılıp içine girilecek gibi. Bazılarında tahribat çok yüksek. Burada apart otel çok yoğun. Son testler yapılmadan bir şey söyleyemeyiz." diye konuştu.
Ataoğlu, Girne'de yeni otel yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, o bölgenin artık dolduğunu, mevcut alt yapının yeni yatırımı kaldıramayacağını söyledi.
Uçak fiyatlarının yüksek olduğu, yeni bir havayolu şirketinin kurulması gerektiği ve bu konuda hazır bir projenin bulunduğu yönündeki bir yoruma karşılık Ataoğlu, yüksek bilet fiyatlarından ve yetersiz sefer sayısından kendisinin de şikâyetçi olduğunu, THY'nin ve Pegasus'un son dönemde iki ilave sefer koyduğunu ve Atlasjet'in uçak kapasitesini artırdığını anlattı.
Ataoğlu, ancak Borajet'in devreden çıkmasıyla bu ilave seferlerin yeterli gelmediğini kaydederek, "Uçak sıkıntımız var. Hazır olan bir şirket varsa, elinizden gelen bir konu varsa biz yardımcı olmaya hazırız." diye konuştu.
Kıbrıslı iş adamı Asil Nadir'in Geçitkale Havaalanı'na kargo uçaklarının gelmesiyle ilgili projelerinin bulunduğunu anlatan Ataoğlu, Nadir'in bu projelere ilişkin çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.
- "Üniversitelerimizde 106 ülkeden 100 bin öğrenci var"
Ataoğlu, Türkiye turizmi için tavsiyelerinin sorulması üzerine, son iki yıldır turizmde kayıplar yaşandığını anımsatarak, bu sıkıntıların giderilmesi için fiyat politikasında değişikliğe gidildiğini, bunun üzerine eski kaliteli turistin artık fazla görülemediğini söyledi.
KKTC'ye en çok hangi ülkeden turist geldiğine ilişkin soruya karşılık Ataoğlu, İngiltere, Almanya, Orta Avrupa, Hollanda, Avusturya, Belçika, İran, Azerbaycan ve İsrail'den ülkelerine turist geldiği bilgisini verdi.
Ataoğlu, ülkelerinde 106 ülkeden 100 bin üniversite öğrencisi bulunduğunu belirterek, bu öğrencileri gönüllü turizm elçisi olarak kabul ettiklerini, öğrencilerin kaldığı süreçte onların müzeleri ve ören yerlerini rehberler eşliğinde ücretsiz gezmelerini sağladıklarını anlattı.
- "Kıbrıs'a gidilmesi yönünde kampanya başlatılabilir"
Ataoğlu, Türkiye'den KKTC'ye iletilen suyun dağıtımı konusunda ihale sürecinin devam ettiğini, suyun hanelere dağıtılması sonrası tarımsal sulamada da kullanılacağını aktardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kudüs'ün ziyaret edilmesi yönünde çağrıda bulunduğunu, böyle bir çağrının KKTC için yapılmasının nasıl olacağının sorulmasına karşılık Ataoğlu, bunun çok güzel bir fikir olduğunu, bunun için Türkiye'deki muhataplarını ve ilgilileri ziyaret etmek isteyebileceklerini söyledi.
Ataoğlu, KKTC'de tam donanımlı hastanelerin bulunduğunu, sağlık konusunda sıkıntı yaşanmadığını vurguladı.
KKTC'den geçmişten gelen bir çarpık yapılaşma olduğunu kabul ettiklerini dile getiren Ataoğlu, imar planlarının yapılmaya başlandığını, ilk olarak Girne İmar Planı'nın onaylanacağını aktardı.
Ataoğlu, İstanbul'da KKTC Tanıtım Günleri etkinliği düzenleneceğini kaydederek, geniş çaplı bir organizasyon olacağı bilgisini verdi.
- "Tarımla ilgili ciddi teşvik var"
Ataoğlu, adada balık çiftliği bulunduğunu belirterek, buradan ciddi şekilde balık ihraç edildiğini vurguladı.
Tarımla ilgili ciddi teşvikleri ve çalışmaları bulunduğunu kaydeden Ataoğlu, sulama sistemi devreye girince adadaki arazilerden daha yüksek verim alınabileceğini anlattı.
Ataoğlu, geçen yıl ülkeye 1 milyon turist geldiğini hatırlatarak, bu yılki hedeflerinin 1,5 milyon olduğunu, şu anda 800-900 bin rakamını yakaladıklarını, 7. ay için bu rakamın çok iyi olduğunu aktardı.
Bakan Ataoğlu, son dönemde muhafazakâr turizmin hızla yükseldiği yönündeki bir yorum üzerine, Kıbrıs'ta muhafazakâr kesime yönelik otel yatırımları bulunduğunu söyledi.
Kıbrıs'a sahip çıkılması yönünde çağrıda bulunan Ataoğlu, "Kendi adanıza sizi bekliyoruz. Biz oranın bekçisiyiz." diyerek sözlerini noktaladı.