Adım Adım İstanbul İle Yeni Yılda Yaşadığınız Kentin Bilmediğiniz Yönlerini Keşfedin

İstanbul… Bir taşı için bin Acem mülkü feda edilen toprak; iki ayrı dünyayı, Doğu ile Batı'yı birbirine bağlayan bir köprü; farklı kültürlerin kaynaştığı bir pota; inançlar, dinler, diller, ırklar cümbüşü

Dünyanın en zengin, en ilgi çekici uygarlıklar mozaiğine sahip şehrinde yaşıyoruz. Ancak her gün tarihsel bir dokusunu ya da yapısını yitirdiğimiz bu mozaiğin genellikle farkında bile değiliz. FEST Travel’ın 1988 yılında “İstanbul’la Tanışın!” çağrısıyla başlattığı Adım Adım İstanbul® gezileri, klasikleşen ve özgün rotalarıyla 2017’de de bir kenti tanıma, sevme ve sahip çıkma bilincini körüklemeye devam edecek.

Sadece FEST farkıyla

FEST Gezginleri, bir marka haline gelen Edirnekapı’dan Ayvansaray’a® gezisinde kentin yüzyıllara meydan okuyan surlarının; Galata’dan Pera’ya 6-7 Eylül 1955’te azınlıklara yönelik tahrip ve yağmanın İstanbul’un çehresini nasıl geri dönülemez biçimde değiştirdiğinin; İstanbul’un Arka Bahçesi Çatalca’da en büyük ilçenin Traklardan 1923-24 Mübadelesine uzanan öyküsünün; Boğaz’ın İncisi Yeniköy’de ise gözde bir sayfiye olan semtin çokkültürlü yapısının peşine düşecek.

Yeni rotalarımızdan Osmanlı’nın Bakırköy’ü: Makri Karyesi’nde her dönem stratejik bir önem taşıyan bölgenin, Roma dönemindeki ismiyle Hebdomon’un Bizans’ın Makro Hori’sine, Osmanlı’nın Makriköy’ünden Cumhuriyet’in Bakırköy’üne evrilişinin izinden gidilecek. Sadabad’da Devr-i Saadet’te ise gezginlerimiz, kulaklarında Şair Nedim’in “Gidelim serv-i revanım yürü Sadabad’a” dizesi yankılanırken, özellikle III. Ahmet döneminde İstanbul’un en önemli eğlence yerlerinden birine dönüşen Kağıthane’de Lale Devri’nin kültür mirasını keşfedecekleri bir program bekliyor.

Klasikleşen Rotalar

Klasikleşen Adım Adım İstanbul® rotaları yeni yılda da gezginlerin ilgisine sunulacak: Topkapı Sarayı ve Harem, Dolmabahçe Sarayı, Galata ve Pera olarak iki ayrı bölümde İstanbul’un kalbi Beyoğlu, Bizans-Osmanlı yapıları, eski İstanbul’un kahvehaneleri ve kıraathaneleri, hanları ve çarşıları, efsaneleri ve tılsımları, köşk ve kasırları, şair ve yazarlara ilham veren ve onlardan miras kalan noktaları, Mimar Sinan’ın ölümsüz eserleri; kasırları, erguvanları, laleleri ve kaybolan çiçek kültürüyle Boğaz, yeme içme kültürüyle Cadde-i Kebir, Kumkapı ve Samatya, adım adım Tarihi Yarımada, Süleymaniye, Haliç, Kuzguncuk, Çengellköy, Üsküdar, Prens Adaları gezileri, yanından geçip gittiğimiz bir tarihin en önemli duraklarını bizlere hatırlatmaya devam edecek.